Marmaris’in Bördübet mevkisinde üç yıl önce yaşanan büyük yangın, doğal güzellikleri ve ekosistemi bir anda tehdit altına almıştı. 21 Haziran 2022’de meydana gelen bu felaket, yerel halk için ağır bir travma oluştururken, aynı zamanda orman ekosisteminde telafisi zor hasarlara yol açtı. Rüzgarın etkisiyle hızla yayılan yangına, havadan ve karadan büyük bir müdahale gerçekleştirildi. 44 helikopter, 13 uçak, 613 arazöz, 203 iş makinesi, 119 su tankeri ve 28 TOMA ile donatılan 5 bin 700 kişilik bir ekip, yangının söndürülmesi için seferber oldu. Ancak bu mücadele, zarar gören alanların büyüklüğünü göz önüne aldığımızda yeterli olamadı.
Yangının ardından, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü hemen harekete geçti. Yangın sonrası yapılan ilk çalışmalar, Bördübet ve Değirmenyanı’ndaki yanmış alanların temizlenmesi üzerineydi. 2022 yılının sonlarına gelindiğinde, Milli Ağaçlandırma Seferberliği kapsamında bölgeye ilk fidanlar 11 Kasım’da toprakla buluşturulmaya başlandı. Bu, bölgedeki ağaçlandırma çalışmalarının sadece bir başlangıcıydı. Yangın sonrası hasar gören ağaçların temizlenmesi ve alanın yeniden yeşermesi için hem doğal hem de suni gençleştirme yöntemleri titizlikle uygulandı.
Tohum atma ve dal serme gibi çeşitli teknikler kullanılarak bu büyük alanların yeniden hayat bulması için soluksuz bir çalışma gerçekleştirildi. Kısa bir süre içerisinde toprakla buluşturulan tohumlar, zamanla fidana dönüşerek yeşermeye başladı. Bu süreç, bölgede doğanın yeniden dirilişi için büyük bir umut kaynağı oldu. Yanan 4 bin 392 hektarlık alan, gelecekteki orman ekosistemi için de önemli bir fööre zemin oluşturdu.
Ormanların yeniden canlanması, sadece bitkilerin büyümesiyle sınırlı kalmadı. Bu süreç, bölgedeki ekosistem üzerindeki olumlu etkileriyle de dikkat çekti. Yangın sonrası yapılan ağaçlandırma çalışmaları, aynı zamanda bölgedeki hayvan popülasyonunun yeniden büyümesine de olanak tanıdı. Yenilenen ormanlar, doğal yaşam alanları için gerekli habitatları yeniden sağlarken, göçmen kuşların ve yerel hayvan türlerinin bölgeye geri dönmesine yardımcı oldu. Bu da, sürdürülebilir bir ekosistem için oldukça önemli bir gelişme olarak örnek gösterildi.
Marmaris’te yaşanan bu yangın, bir doğa felaketi olarak ön plana çıksa da, sonrasında gerçekleştirilen çalışmalar sayesinde bölge halkının ve doğanın dayanıklılığı bir kez daha ortaya konuldu. Orman ekosisteminin yeniden canlanması, hem yerel halk hem de ziyaretçiler için umut verici bir hikaye oluşturdu. Fidanların yükselişi, gelecekte aynı bölgede benzer felaketlerin önüne geçilmesi adına alınacak tedbirlerin önemini de gözler önüne seriyor.
Bu bağlamda, yerel yönetimler ve çevre gönüllüleri, bu süreci destekleyerek, ağaçlandırma çalışmalarına katkıda bulunmaya devam ediyor. Doğanın sağlıklı bir şekilde yeniden büyümesi için yapılan bu çalışmalar, toplumsal bilinçlenmeyi de artırarak, çevre bilincinin yayılması adına önemli bir fırsat sunuyor.
Sonuç olarak, Marmaris’in yanan ormanları, sadece geçmişin acı hatıraları değil aynı zamanda geleceğin umut vaadeden yeşil alanları olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğanın yenilenme gücü ve toplumsal dayanışma, bu büyük felaketin ardından bölgenin yeniden canlanmasına yol açtı. Bu süreçte atılan adımlar, hem doğayı koruma açısından bir ders niteliğinde hem de çevre bilinci oluşturma hedefi doğrultusunda atılmış önemli bir adımdır.