On güne damga vuran bir olay, Belgrad Ormanı’nda gerçekleşti. Yaklaşık dört gün süren arama çalışmalarının ardından, ünlü mimar Ece Gürel’in cansız bedeni bulundu. Ormandaki kaybolması, hem ailesini hem de sanat camiasını yasa boğdu. Hastaneye kaldırılan Gürel, burada verdiği yaşam mücadelesini ne yazık ki kaybetti. Bu trajik olay, İstanbul’un kalbinde yer alan Belgrad Ormanı’nın gizemli atmosferinde yaşandı. Ece Gürel’in kaybolması ve ardından trajik bir şekilde hayatını kaybetmesi, toplumda büyük bir yankı uyandırdı.
Gürel’in kaybolduğu gün, hem ailesi hem de arkadaşları durumu fark etti ve derhal yetkililere başvurdu. İstanbul Emniyeti, AFAD ve gönüllü grupların katılımıyla geniş çaplı arama kurtarma operasyonları başlatıldı. Belgrad Ormanı’nın zorlu arazisi ve engin yeşilliği, arama çalışmalarını zorlaştırdı. Birkaç gün boyunca devam eden çalışmalar, medyanın da yoğun ilgisini çekti ve birçok kişi bu trajik olayın çözülmesi için seferber oldu. Sonunda Ece Gürel’in cansız bedeni, ormanın derinliklerinde bulundu. Sağlık ekipleri hemen olaya müdahale etti ve Gürel hastaneye kaldırıldı ancak maalesef kurtarılamadı.
Ece Gürel'in vefatı, mimarlık dünyasında önemli bir kayıp olarak değerlendiriliyor. Genç yaşta hayatını kaybeden Gürel, birçok projeye imza atmış, tasarım yeteneği ve hayal gücü ile tanınmış bir mimardı. Projeleri sadece estetik açıdan değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik açısından da ilgi görüyor; çevre dostu yaklaşımlarıyla sektörde dikkat çekmişti. Sanat camiasında bıraktığı iz, ustalığı ve vizyonu ile her daim hatırlanacak. Ailesi, dostları ve meslektaşları, Ece’yi unutmayacaklarını belirtiyor. Bu kayıp, pek çok kişinin hayatında derin bir yara açtı.
Belgrad Ormanı’nda yaşanan bu üzücü olay, sadece bir bireyin değil, bir toplumun kaybı olarak değerlendirilmeli. Kayıplar ve üzüntüler, toplumsal dayanışma ihtiyacını arttırırken, bu tür durumların önlenmesi için daha fazla farkındalık yaratılması gerekli. Ece Gürel’in ardında bıraktığı miras, hem mimarlık dünyası hem de toplumda derin etkilere yol açacak. Bu olay, kaybolma, hayatta kalma mücadelesi ve sonrasında yaşanan dram ile pek çok soruyu da beraberinde getirmiştir.
Mimar Ece Gürel’in kaybolmasının ardından yaşananlar, arama kurtarma ekiplerinin ne denli önemli bir rolle oynadığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu süreçte, toplumun farklı kesimlerinden ve gönüllülerden gelen destek, arama çalışmalarını daha da anlamlı hale getirdi. Ancak sonuç öngörülenin çok ötesinde trajik bir sonla bitti. Şimdi, bu olayın ardından yapılması gerekenler üzerinde düşünmek gerekiyor. Toplum olarak, bireylerin ve ailelerin bu tür olaylarla başa çıkabilmesi için nasıl daha iyi bir destek sistemine ihtiyaç duyduğumuz üzerinde durmalıyız.
Belgrad Ormanı’nın kucakladığı bu acı, sadece bir kaybın hikayesini anlatmakla kalmamalı; aynı zamanda toplumsal empati ve destek anlayışını güçlendirmeye de katkı sağlanmalıdır. Ece Gürel’in hatırasını yaşatmak, onun mimaradaki başarılarını ve hayatta kalma mücadelesini daha anlamlı kılmak için bir vesile olmalı. Belgrad Ormanı ve Ece Gürel, bu olayla birlikte kişinin yaşamındaki belirsizliğin, dayanışmanın ve kaybın ne denli önemli olduğunu yeniden gözler önüne serdi.