Beykoz Belediyesi'nin başında bulunan Alaattin Köseler, yaptığı uygulamalarla sıkça gündeme geliyordu. Ancak son dönemde ortaya çıkan bir skandal, Köseler'in görevine son verilmesine neden oldu. İddialara göre, Köseler'in rutin belediye ihale yazışmalarını Whatsapp üzerinden yapması, ilgili makamlar tarafından ciddi bir yolsuzluk ve kötü yönetim göstergesi olarak değerlendirildi. Bu durum, Beykoz'da kamuoyunun tepkisini çekti ve yetkililer tarafından derhal harekete geçilmesine neden oldu.
Beykoz Belediyesi, uzun zamandır mali şeffaflık ve doğru yönetim konularında eleştiriliyordu. Ancak, Alaattin Köseler'in ihaleleri Whatsapp üzerinden yürüttüğü iddiaları, bu eleştirileri daha da güçlendirdi. İhalelerin şeffaf bir şekilde yapılması yerine, özel bir uygulama aracılığıyla gerçekleştirildiği öne sürüldü. Bu durum hem vatandaşların hem de muhalefet partilerinin tepkisini çekti. Yerel halk, "Bu nasıl bir yönetim anlayışı?" sorusunu gündeme getirirken, muhalefet partileri de Köseler'in istifasını talep etti. Yüzlerce insan, Beykoz Belediyesi önünde toplanarak, "Şeffaflık istiyoruz!" sloganları attı.
Beykoz Belediye Başkanlığı tarafından yapılan resmi açıklamada, "Alaattin Köseler'in görevi sırasında önemli usulsüzlükler tespit edilmiştir. Kamu maliyesinin denetimi ve şeffaflık esasları çerçevesinde böyle bir karar alınmıştır" denildi. Aşağıda kamuoyunu bilgilendirmek için paylaşılmış olan belgelerde, Köseler'in ihale süreçlerini yönetmek için Whatsapp'ı kullandığına dair net deliller bulunduğu ifade edildi. Bu belgelerin incelenmesi sonucunda, soruşturma başlatılması gerektiği karara bağlandı. İçişleri Bakanlığı seviyesinde de konunun gündeme geldiği ve soruşturmanın genişletileceği açıklandı.
Alaattin Köseler'in görevden alınma sürecinin ardından, Beykoz Belediyesi’nin geleceği hakkında şehir sakinleri arasında endişeler belirmeye başladı. Kimi vatandaşlar, bu olayın Beykoz'daki yerel yönetim algısını zedelerken, kimileri de siyasetteki değişimlerin memleketlerine daha iyi hizmet getireceğini savunuyor. Önümüzdeki süreçte yapılan soruşturmaların sonuçları ve Bono'daki yeni yöneticilerin nasıl bir yönetim anlayışı benimsediği, tüm şehir sakinlerinin merakla beklediği konular arasında yer alıyor.
Bu olay, sadece Beykoz'daki yerel yönetimi değil, tüm Türkiye'deki belediye yönetimlerinin şeffaflık ve etik kurallarına uyumunu da sorgulamak adına önemli bir örnek teşkil ediyor. Kamuoyunda oluşan bu tür örneklerin, halkın ihale süreçlerine dair bir bilinçlenme yaratacağı ve benzer durumların tekrar yaşanmaması adına yerel yönetimlerin üzerine düşen sorumlulukları daha ciddi bir şekilde ele alması gerektiği ifade ediliyor. Sonuç olarak, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in görevden alınması, yerel yönetimlerin daha şeffaf, dinamik ve accountable (hesap verebilir) olması adına bir dönüm noktası olabilir.
Gelişmeleri yakından takip eden Beykoz halkı, yeni atanan yöneticilerin şeffaflık prensiplerine uygun hareket etmelerini ve bölgenin kalkınması adına doğru projeler geliştirmelerini umuyor. Bu olayın ardından Beykoz'da yeni bir dönem başlayacak mı, yoksa yerel yönetimlerdeki şeffaflık sorunları devam mı edecek, zamanla göreceğiz.