Son yıllarda dünya genelinde sokak sanatı, şehirlerin kimliklerini belirleyen ve toplumsal sorunlara dikkat çeken önemli bir ifade biçimi haline geldi. Ancak Paris'te durum farklı. Paris Belediyesi, sokak sanatının en belirgin formlarından biri olan grafitilere karşı bir mücadele başlattı. Bu karar, hem yerel sanatçılar hem de sokak sanatına gönül verenler için tartışmalı bir konu haline geldi.
Paris, tarihi boyunca birçok sanatsal akıma ev sahipliği yapmış bir şehirdir. 20. yüzyılın ortalarından itibaren sokak sanatı, özellikle genç nesil sanatçılar arasında popülerlik kazandı. Grafitiler, bazen protesto mesajları, bazen de estetik birer eser olarak karşımıza çıktı. Ancak son yıllarda, artan vandalizm ve mülk sahiplerinin rahatsızlığı, sokak sanatının gerilemesine neden oldu. Şehir, hem tarihi kimliğine sahip çıkmak hem de halkın güvenliğini sağlamak amacıyla sert önlemler almaya karar verdi.
Paris Belediyesi'nin başlattığı savaş, kapsamlı bir düzenlemeyi beraberinde getiriyor. Şehir, özellikle belirlenen bölgelerde grafiti yapan sanatçılara ağır para cezaları uygulama kararı aldı. Ayrıca, grafitilerin temizlenmesi için bütçeden büyük bir pay ayrıldı. Bu yaklaşım, sokak sanatına karşı bir saldırı olarak değerlendirilse de, belediyenin amacı şehrin estetik bütünlüğünü korumak olarak tanımlanıyor. Belediye Başkanı, “Sokaklarımızın değerine sahip çıkmalıyız. Milano, Berlin gibi şehirler, sokak sanatını kucaklayarak turizmde büyük bir avantaj sağladı. Ancak Paris’in durumu farklı. Vandalizm ile sanat arasındaki ince çizgiyi korumamız gerekiyor,” diyerek kararın gerekçesini açıkladı.
Kararın ardından, birçok sanatçı ve sokak sanatı savunucusu, belediyenin bu tutumunu eleştirdi. Sanatçıların ifade özgürlüğünün kısıtlandığını ve grafitilerin, şehir hayatı için önemli bir renk kattığını savundular. Destek veren bazı gruplar, sosyal medya üzerinden “#ParisGrafitiÖzgürlüğü” kampanyası oluşturdular ve birçok yerde grafitilerin yer aldığı duvarlar için protesto etkinlikleri düzenlemeye başladılar. Bu protestolar, aynı zamanda sokak sanatının sadece bir grafik değil, bir ifade biçimi olduğunu da gözler önüne serdi.
Sokak sanatına olan ilgi büyük bir hızla azalırken, popüler sanatçılardan bazıları Paris'in bu tutumuna karşı yeni eserler ortaya koyarak karşı durmaya çalışıyor. Hatta bazı sanatçılar, sanatlarını ifşa etmek uğruna grafiti yaptıkları yerleri gizli bir şekilde sosyal medya hesaplarında paylaşarak, adeta şehirde bir yarışma başlatmış gibi görünüyor.
Belediyenin bu sert tutumu, yalnızca grafiti yapan sanatçıları değil, aynı zamanda sokak sanatına ilgi duyan birçok kişiyi de etkiliyor. Turistlerin, Paris'in sokaklarını gezerek gördüğü renkli ve yaratıcı grafitiler, şehri ziyaret edenler için sıradışı bir deneyimdi. Grafik sanatları ile dolu olan bu tür aktivitelerin yasaklanması, şehrin yaşam enerjisini ve kültürel çeşitliliğini tehdit ediyor. Ayrıca, göz alıcı sokak sanatıyla dolu mahallelerin sıklıkla ziyaret edilmesi yerel ekonomiyi de canlandırıyor. Paris yıkıcı bir karar alarak bu dinamizmi kaybetme riskiyle karşı karşıya.
Sonuç olarak, Paris Belediyesi'nin grafitilere karşı başlattığı savaşı, sadece bir sanat anlayışı veya vandalizm meselesi olarak değil, aynı zamanda kültürel bir kimliğin korunması ve toplumsal bir tartışmanın parçası olarak değerlendirmek gerekiyor. Eğer Paris, sanat ve özgürlüğü birleştiren yaratıcı bir çözüm bulamazsa, bu şehir, dünya üzerindeki sanat merkezlerinden biri olma iddiasını kaybetme tehlikesi ile yüzleşiyor. Her ne kadar Paris Belediyesi'nin amacı estetik bir bütünlük sağlamak olsa da, sanatın ve yaratıcılığın özgürce ifade edilmesi için şehirlerin daha kapsayıcı ve anlayışlı bir yaklaşım benimsemesi gerektiği aşikâr.
Özetle, Paris'in grafitilere olan savaşını izlemeye devam edeceğiz. Bu savaş, sadece bir mekanın değil, aynı zamanda buzdağının görünen kısmı olarak karşımıza çıkıyor; sanat, ifade özgürlüğü ve toplumsal yaratıcılığın evrensel bir dille buluştuğu bu önemli mesele, evrensel bir tartışma yaratmaya devam edecektir. Paris'in geleceği için umut dolu olalım ve bu tartışmanın yapıcı bir biçimde ilerlemesini dileyelim.