Geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM), tanınmış siyasetçi, yazar ve aktivist Sırrı Süreyya Önder'in anması düzenlendi. Anma programında, Önder’in hem siyasi kariyeri hem de topluma katkıları ve düşünceleri üzerine kapsamlı bir değerlendirme yapıldı. Bu etkinlik, Önder'in hatırasını yaşatmanın yanı sıra, onun savunduğu değerleri ve düşünceleri yeniden gözden geçirme fırsatı sundu.
Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’nin siyasi arenasında bağımsız duruşuyla dikkat çeken bir isimdi. 1963 yılında doğan Önder, genç yaşta politikaya ilgi duymaya başladı. Müziği ve sanatı kullanarak toplumsal mesajlar veren bir aktivist kimliği ile tanınan Önder, özellikle sosyal adalet ve insan hakları konusundaki duruşuyla hafızalarda yer etti. 2000’li yılların başında özellikle sosyalist hareketler içinde yer alarak Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde önemli roller üstlendi. 2011 yılında HDP'den milletvekili olarak seçildi ve burada da etkili bir muhalefet yürüttü.
Önder’in anmasında, birçok politikacı, sanatçı ve akademisyen bir araya gelerek hem onun yaşamını hem de bu hayatın getirdiği mücadeleleri paylaştı. Anmada yapılan konuşmalarda, Önder’in toplum için sunduğu katkılara ve onun gibi düşünen insanların önemine vurgu yapıldı. Hayatına dair anekdotlar ve hikayelerle dolu bu etkinlik, birçok katılımcı için duygusal anların yaşanmasına sebep oldu.
Anma etkinliğinde, Sırrı Süreyya Önder’in yanı sıra, toplumsal sorunlar ve mücadele hikayeleri de gündeme geldi. Kadın hakları, çevre bilinci, ifade özgürlüğü gibi konularda yapılan konuşmalarda, Önder’in bu alanlardaki duruşuna referans verildi. Katılımcılar, Önder’in yaşamının sadece bir politikacı değil, aynı zamanda bir insan hakları savunucusu olarak da önem taşıdığını vurguladılar. Sadece Türkiye’de değil, dünya genelindeki benzer mücadelelerin de altı çizildi.
Özellikle kadın hakları üzerine yapılan konuşmalar, Sırrı Süreyya Önder’in feminist bakış açısına olan katkılarına dikkat çekti. Anma etkinliğinin moderatörü, Önder’in, kadınların topluma katılımını destekleyen söylemleri ve eylemleriyle nasıl bir fark yarattığının altını çizdi. Bu bağlamda, katılımcılar sadece anma değil, aynı zamanda toplumsal değişime ivme kazandıracak bir tartışma platformu oluşturmanın önemine de dikkat çektiler.
Sırrı Süreyya Önder’in anma programı, sadece geçmişe bir bakış değil, aynı zamanda geleceğe dair umut ve ilham kaynağı oldu. Katılımcılar, Sırrı Süreyya Önder’in bıraktığı mirası sahiplenerek, onun fikirlerini ve değerlerini yaşatmanın yollarını arayacaklarını dile getirdiler. Program sonunda, katılımcılar, Sırrı Süreyya Önder’in anısını yaşatmak için birlikte hareket etme ve daha iyi bir gelecek için ortak mücadele verme kararlılığını vurguladılar.
Meclis’te gerçekleşen bu anma etkinliği, önümüzdeki dönemde de benzer etkinliklerin yapılmasına öncülük edeceği düşünülmekte. Toplumsal değerlerin ve insani hakların öneminin vurgulandığı bu tür etkinliklerin, kolektif bir bilinç oluşturma ve tekrarlanan adaletsizliklere karşı durma anlamında önemli bir işlev göreceği belirtiliyor. Sırrı Süreyya Önder’in hatırası, yalnızca geçmişle değil, aynı zamanda gelecek misyonuyla da devam edecek gibi görünüyor.