Yunanistan son günlerde yoğun protestolara ve toplumsal hareketlere sahne oluyor. Başbakan Kyriakos Miçotakis’in hükümeti, ekonomik sorunlar, sosyal adaletsizlik ve yüksek yaşam maliyetleri nedeniyle sıkı bir baskı altında. Ekonomik belirsizliklerin ve sosyal huzursuzlukların etkisi altında, Miçotakis’in yönetimi, bu sıkıntıları geçiştirmek için çeşitli politikalar geliştirmeye çalışsa da halkın öfkesi giderek artıyor.
Yunan halkının Miçotakis hükümetine yönelik tepkisinin temelinde, özellikle son yıllarda derinleşen ekonomik kriz yatıyor. Ülkede işsizlik oranları hala yüksekken, genç nesil iş bulma konusunda zor zamanlar geçiriyor. Bunun yanı sıra temel ihtiyaçların fiyatlarının artması, halkın alım gücünü zayıflattı ve sosyal adaletsizlik algısını güçlendirdi. Eğitim, sağlık gibi temel hizmetlerde yaşanan aksaklıklar da halkın tepkisini artıran diğer faktörler arasında. Protestolar başta büyük şehirler olmak üzere birçok yerde düzenleniyor; kalabalıklar, ekonomik eşitsizliğin sona ermesini ve hükümetin istifasını talep ediyor.
Başbakan Miçotakis, sert bir tutum sergileyerek protestoları bastırmaya çalıştı. Ancak bu yaklaşım, halkın tepkisini azaltmak yerine daha da büyütmekte. Hükümet, çeşitli ekonomik reformlar ve sosyal yardımlar sunarak halkı yatıştırmayı umut ediyor. Fakat, bu önlemler yeterli görülmüyor ve çoğu vatandaş, hükümetin aldığı tedbirlerin yetersiz olduğuna inanıyor. Zamanla, muhalefet partileri de bu durumu kendi lehlerine kullanarak Miçotakis hükümetine karşı daha güçlü bir cephe oluşturmayı başarıyor.
Protestoların büyümesi, sadece iç politika değil, aynı zamanda Yunanistan’ın uluslararası ilişkileri açısından da kritik bir dönemeci işaret ediyor. Avrupa Birliği’nden gelen ekonomik destekler ve dış yardımlar, bu karışıklığın üstesinden gelinmesi için hayati bir öneme sahipken, halkın desteğini kaybeden hükümetin bu yardımlara erişimi de zorlaşabilir.
Sonuç olarak, Yunanistan'da halkın Miçotakis hükümetine karşı artan tepkileri, ülkede çok önemli bir sürecin başlangıcını işaret ediyor. Hükümetin bu baskılara nasıl yanıt vereceği ve toplumla olan bağlarını nasıl güçlendireceği ise şimdilik belirsizliğini koruyor. Öte yandan, ekonomik sorunların çözülmeden devam etmesi durumunda, Yunan halkının protestolarının devam etmesi ve siyasi istikrarsızlığın derinleşmesi kaçınılmaz görünüyor. Gelişmeler, hem Yunanistan içindeki dinamikler hem de Avrupa’nın genel durumu için dikkatle izlenmesi gereken bir süreci işaret ediyor.